Hilafet Devleti, en hayırlı ümmete ve alemlere rahmet içindir. {الْيَوْمَ يَئِسَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ دِينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِ الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِينًا }  { وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُبِينًا }


anayasaMadde 110: Şurânın bağlayıcı olduğu meselelerde halife istişare ettiğinde, doğruluğuna veya yanlışlığına bakılmaksızın çoğunluğun görüşü alınır. Fakat bunlar dışında kalıp istişarenin bağlayıcı olmadığı konularda çoğunluğa veya azınlığa bakılmaksızın doğruluk aranır.

anayasaMadde-111: Ümmet Meclisi şu beş salahiyete sahiptir:

  • 1.(a.) Yönetim, öğretim, sağlık, iktisat, ticaret, sanayi, ziraat ve benzeri işler gibi derin fikrî araştırma ve ileri görüşlülük gerektirmeyen iç siyaset işlerinin yürütülmesi ile ilgili amellerde ve amelî konularda halifenin Ümmet Meclisi ile istişaresinde Ümmet Meclisinin halifeye verdiği görüş bağlayıcıdır.
  • 1.(b.) Halife, derin araştırma ve ileri görüşlülük gerektiren fikrî konularda, tecrübe ve dirayet gerektiren konularda, fennî ve ilmî konularda, ayrıca maliye, ordu ve dış siyasette Ümmet Meclisi ile istişare edip görüşüne bakabilir. Ümmet Meclisinin bu hususlardaki görüşü ise bağlayıcı değildir.
  • 2.Halifenin, benimsemek istediği hükümleri ve kanunları Ümmet Meclisine havale etme hakkı vardır. Ümmet Meclisinin Müslüman üyelerinin, bunları tartışıp doğru ve yanlış yönlerini açıklama hakları da vardır. Devletin benimsediği şer-i usûllerden benimseme metodunda halife ile ihtilafa düşerlerse, aralarının ayrılması Mezâlim Mahkemesine aittir. Mahkemenin bu husustaki görüşü bağlayıcıdır.
  • 3.Dahilî, haricî, malî, askerî veya benzeri konularda, bilfiil devlette gerçekleşen tüm işlerde Ümmet Meclisinin halifeyi muhasebe etme hakkı vardır. Çoğunluğun görüşünün geçerli olduğu hususlarda, meclisin görüşü halifeyi bağlayıcıdır. Çoğunluğun görüşünün geçerli olmadığı hususlarda ise meclisin görüşü halifeyi bağlayıcı değildir. Şer-i açıdan tamamlanmış olan bir iş hususunda Ümmet Meclisi ile halife ihtilaf edecek olursa, Şeriata uygunluğu bakımından kesin kararı vermesi için Mezâlim Mahkemesine müracaat edilir ve mahkemenin kararı bağlayıcı olur.
  • 4.Ümmet Meclisinin muavinler, valiler ve âmiller aleyhine memnuniyetsizliğini bildirme hakkı vardır ve bu konudaki görüşü halifeyi bağlayıcıdır. Halifenin de onları derhal azletmesi gerekir.
  • 5.Ümmet Meclisinin Müslüman üyeleri; Mezâlim Mahkemesinin, inikat şartlarına sahip olduklarına karar verdiği hilafet adaylarını seçme hakkına sahiptir ve çoğunluğunun bundaki görüşü bağlayıcıdır. Bundan ötürü meclis tarafından seçilenlerin haricindekilerden seçim yapılması doğru değildir.

 

anayasa

 Madde 75: Kadâ, bağlayıcı olacak şekilde hüküm bildirmektir ki o, insanlar arasındaki husumetleri ayırır veya cemaat hakkına zarar veren unsurları yasaklar veya insanlarla yönetim cihazından yönetici yada memur, halife yada emrindekilerden herhangi biri arasında çıkan anlaşmazlıkları ortadan kaldırır.

anayasaMadde 76: Halife; erkek, baliğ, hür, Müslüman, âkil, adil ve fıkıh ehlinden bir kâdı’l kudâ (baş kâdı) tayin eder. Halife, ona mezâlim kâdısını tayin ve azletme salahiyetini verirse, kendisinin müçtehit olması gereklidir. Diğer kâdıları idari nizamlara göre tayin etme, cezalandırma ve azletme salahiyetine sahiptir. Diğer mahkeme memurları, mahkeme idare işlerinden mesul daire müdürüne bağlıdırlar.

anayasaMadde 77: Kâdılar üç kısımdır:

  1. Kâdı: Ceza ve muamelat bakımından, insanlar arasındaki husumetleri ayırır.
  2. Muhtesib: Cemaat hakkına zarar veren aykırı hareketlere bakar.
  3. Mezâlim Kâdısı: Devlet ile insanlar arasında vaki olan anlaşmazlıklara bakar.

anayasaMadde 78: Kâdılık görevini üstlenen kimsede Müslüman, hür, âkil, bâliğ, âdil, fakih ve şer’i hükümleri olaylara tatbikatta anlayışlı olma şartları aranır. Mezâlim kâdılığı görevini üstlenenlerde ise bu şartlara ilave olarak, erkek ve müçtehit olma şartları da aranır.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde-79: Kâdı, muhtesib ve mezâlim kâdısının, tüm beldelerdeki bütün davalara bakmak üzere kadâda genel bir göreve tayin edilmeleri caizdir. Belirli bir yere, çeşitli davalar için özel görev ile tayin edilmeleri de caizdir.

anayasaMadde 80: Bir mahkemenin yargılama salâhiyetine sahip birden çok kâdî bulundurması caiz değildir. Onunla beraber bir veya daha fazla kâdî bulunması caizdir fakat hüküm salâhiyetine sahip değillerdir. Onlar ancak istişare etme ve görüş belirtme salahiyetine sahiptirler. Görüşleri ise asıl kâdîyı bağlamaz.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 81: Kâdı, yalnızca Kadâ Meclisinde hüküm verebilir. Delil ve yemin de ancak Kadâ Meclisinde geçerli olur.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 82: Davaların çeşitlerine göre mahkemelerin dereceleri değişebilir. Belirli bir sınıra kadar bazı kâdıların belirli davalara tahsis edilmeleri mümkündür ve bunlardan ayrı olan davalar diğer mahkemelere verilir.

Alt Kategoriler

في هذا القِسم بيان تفصيلي لنشأة دولة الإسلام، دولة الخلافة - الدولة الإسلامية-، طريقة وتأصيلا، وكيف هدمت، وكيف العمل على استئنافها... مبشرين بوعد الله سبحانه وتعالى بالاستخلاف:وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَىٰ لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا ۚ يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا ۚ وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَوبشرى رسول اللهبعودتها كما بدأت " ثم تكون خلافة على مناهج نبوة"... فيمكّن الله الدين بدولة الخلافة، ويحفظ حرمات الاسلام والمسلمين، ويبدلننا بعد الخوف والجور أمنا، فيخرج الناس من عبادة العباد إلى عباردة رب العباد، ومن جور الرأسمالية - ومسمياتها الديمقراطية والحريات والمدنية الخ- إلى عدل الإسلام،ومن ضيق الدنيا إلى سعة الدنيا والآخرة، فيدخل الناس في دين الله أفواجا، برحمة الله العزيز الرحيم.