Madde 158: Devlet, lüks ihtiyaçlarını sağlama imkanları için ve devletin sahip olduğu mallara göre toplumda dengenin oluşturulması için tebaa fertlerine şöyle kolaylık sağlar:
- a. Beyt-ul Mâl’da sahibi olduğu menkul veya gayrimenkul mallardan, feyden ve benzerlerinden verir.
- b. Yeterince arazisi bulunmayanlara mamur olan ve mamur olmayan (verimli ve çorak) arazilerini ikta eder. Fakat arazisi olup da işletmeyenlere vermez. Ziraata imkanı olmayanlara ise ziraat yapabilmeleri için mal verir.
- c. Borçlarını ödeyemeyenlerin borçlarını zekat malından, feyden ve benzerlerinden kapatır.
(a) fıkrasına gelince; bunun delili şudur ki Allah, Benî Nadîr mallarını dilediği yere koyması için Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e ait kıldı. Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] de onu Muhacirlere tahsis etti ve iki kişinin dışında Ensara bir şey vermedi. Benî Nadîr malları ise feydendir ve harac gibi sabit gelirlerden olan diğer mallar fey gibidir. Çünkü bunların harcanması, imamın görüşüne ve içtihadına bırakılmıştır. Ancak zekatın harcanması gibi harcanacağı yeri açıklayan bir nass gelmişse hakkında nassın geldiği yerin dışına harcaması sahih olmaz. Bu, sadece sabit gelirler için geçerlidir. Müslümanlardan vergi olarak toplanan mallara gelince; bunlardan veremez. Çünkü nass, fey hakkındadır ve buna fey gibi olan mallar -ki sabit mallardırkıyas edilir.
(b) fıkrasına gelince; bunun delili, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in arazileri ikta etmesine ilişkin fiilidir. Nitekim Amr İbn-u Harîs'ten şöyle dediği rivayet edilmiştir:
«خَطَّ لِي رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وآله وسلم دَارًا بِالْمَدِينَةِ بِقَوْسٍ وَقَالَ: أَزِيدُكَ أَزِيدُكَ»
"Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], benim için Medine'de yayla bir ev planı çizdi ve şöyle buyurdu: "Sana daha da arttırayım mı, arttırayım mı?" [Ebu Davud tahric etti ve hasenledi] ez-Zeyn'in sahihlediği ve Ahmed ile el-Beyhaki'nin Ulkime İbn-u Vail kanalıyla babasından tahric ettikleri hadiste ise şöyle geçmiştir: "Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], ona bir arazi ikta etti. Ulkime dedi ki:
»أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وآله وسلم أَقْطَعَهُ أَرْضًا، قَالَ: فَأَرْسَلَ مَعِي مُعَاوِيَةَ أَنْ أَعْطِهَا إِيَّاهُ، أَوْ قَالَ أَعْلِمْهَا إِيَّاهُ«
"Onu Muaviye'ye vermem veya bunu ona bildirmem için onu benimle birlikte gönderdi." Yine Ebu Ubeyd, el- Emval'de ve Ebu Yusuf, el-Harac'ta şunu tahric etmişlerdir:
»سَأَلَ تَمِيمُ الدَّارِيُّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وآله وسلم أَنْ يُقْطِعْهُ عَيْنُونَ، البَلَدِ الَّذِي كَانَ مِنْهُ بِالشَّامِ قَبْلَ فَتْحِهِ، وَهُوَ مَدِينَةُ الْخَلِيلِ، فَأَقْطَعَهُ إِيَّاهَا صلى الله عليه وآله وسلم«
"Temîm ed-Dârî, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'den fethedilmeden önce Şam'da bir belde olan Aynûn'u -ki o, el-Halil şehridirkendisine ikta etmesini istedi. Sallallahu Aleyhi ve Sellem de onu ona ikta etti." Yine bunun delili, Ömer İbn-ul Hattab'ın arazilerini ekmeleri için Irak'taki çiftçilere Beyt-ul Mâl'dan mal vermesi ve sahabebinin de buna sükut etmesidir. Dolayısıyla bu bir icmâdır.
(c) fıkrasına gelince; bunun delili şudur ki Allah bunu, şu kavli ile zekat malına ait kılmıştır:
{والْغَارِمِينَ}
"…borçlulara…" [Et-Tevbe 60] Ve Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in şu kavlidir:
«أَنَا أَوْلَى بِكُلِّ مُؤْمِنٍ مِنْ نَفْسِهِ، فَمَنْ تَرَكَ دَيْناً فَعَلَيَّ، وَمَنْ تَرَكَ مَالاً فَلِوَرَثَتِهِ»
"Ben, her mümine kendi nefsinden daha evlayım. Kim bir borç bırakırsa bana aittir. Kim de bir mal bırakırsa onun varisine aittir." [Muslim, Cabir'den tahric etti] Böylece şeriat fey mallarını, imamın kendi görüşüne ve içtihadına göre harcayabileceğini belirlemiştir ki borçların kapatılması da bunlardan biridir.