İçtimâî Nizâm 112 - 122 İktisadî Nizam123 - 169 Öğretim Siyaseti170 - 180 Dış Siyaset 181 - 191

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 160: Devlet, bütün sanayi işlerini denetler ve kamu mülkiyeti kapsamına giren sanayiyi direkt işletir.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 159: Arazinin üretimini en üst seviyeye ulaştırmak üzere, arazinin işletilmesini gerçekleştirecek ziraat siyaseti  gereğince devlet, ziraat işlerini ve ziraat mahsullerini  denetler.

Hilafet Devleti, Anayasa,

Madde 158: Devlet, lüks ihtiyaçlarını sağlama imkanları  için ve devletin sahip olduğu mallara göre toplumda  dengenin oluşturulması için tebaa fertlerine şöyle kolaylık  sağlar:

a. Beyt-ul Mâl’da sahibi olduğu menkul veya gayrimenkul  mallardan, feyden ve benzerlerinden verir.

b. Yeterince arazisi bulunmayanlara mamur olan ve  mamur olmayan (verimli ve çorak) arazilerini ikta  eder. Fakat arazisi olup da işletmeyenlere vermez.  Ziraata imkanı olmayanlara ise ziraat yapabilmeleri  için mal verir. 

c. Borçlarını ödeyemeyenlerin borçlarını zekat  malından, feyden ve benzerlerinden kapatır.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 157: Devlet, malın tüm tebaa arasında tedavül  etmesi için çalışır ve yalnızca belirli bir zümre arasında  tedavül etmesine engel olur.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 156: Devlet, malı ve işi olmayan, nafakasını temin  edecek kimsesi bulunmayan kimselerin nafakalarını  garanti eder. Yaşlıların ve özürlülerin barındırılmasını  üstlenir.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 154: Fertlerin yanında ve şirketlerde çalışanlar, hakların ve yükümlülüklerin tümünde devlette çalışanlar gibidir. Ücretle çalışmakta olan herkes, -iş veya işçi türü değişse de- çalışandır. Ücretli ile işveren ücret miktarında anlaşmazlığa düşerlerse, ecr-i misle (piyasa ücretine) göre hüküm verilir. Bunların dışındaki hususlarda anlaşmazlığa düştüklerinde ise aralarında şeri hükümlere göre yapılan sözleşmeye binaen hüküm verilir.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 152: Beyt-ul Mâl’ın harcamaları, şu altı yöne taksim edilir:

  •  a. Zekatı hak eden sekiz sınıfa, zekat bölümünden harcanır.
  •  b. Zekat malları bölümünde mal bulunmadığı takdirde fakirlere, miskinlere, ibn-is sebîllere, cihada ve ğarîmlere (borçlarını ödeyemeyen borçlulara) para, Beyt-ul Mâl’ın daimi gelirlerinden ödenir. Burada da yoksa ğarîmlere bir şey ödenmez. Fakat fakirler, miskinler, ibn-is sebîller ve cihat için yapılacak masrafı kapatmak üzere vergiler tahsil edilir. Fesat korkusu halinde ise bu giderler için borç para alınır.
  •  c. Askerler, yöneticiler, memurlar gibi devlet hizmetini yerine getirenlere Beyt-ul Mâl’dan para ödenir. Beytul Mâl’ın malı yeterli olmazsa bu masrafı kapatmak üzere derhal vergiler tahsil edilir. Fesat korkusu halinde ise bu giderler için borç para alınır.
  •  d. Yollar, camiler, hastaneler ve okullar gibi temel hizmetler ve maslahatlar için Beyt-ul Mâl’dan harcanır. Beyt-ul Mâl’daki yeterli olmazsa bu masrafı kapatmak üzere hemen vergiler tahsil edilir.
  •  e. Lüks hizmetlere ve maslahatlara Beyt-ul Mâl’dan harcanır. Bunlar için Beyt-ul Mâl’da yeteri kadar bulunmazsa bunlara para harcanmaz ve ertelenir.
  •  f. Deprem ve tufan gibi doğal afetler için Beyt-ul Mâl’dan harcanır. Bunlar için Beyt-ul Mâl’da yeteri kadar yoksa bunlar için hemen borç para alınır, sonra bu borç toplanan vergilerden kapatılır.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 151: Devletin sınır kapılarında alınan gümrükler,  devlet mülkiyetinin veya kamu mülkiyetinin neticesi olan  mallar, mirasçısı olmayanlardan tevarüs eden mallar ve  mürtedlerin malları Beyt-ul Mâl’ın gelirlerindendir.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 150: Beyt-ul Mâl’ın daimî gelirleri devlet harcamalarına yeterli gelmediği zaman, devlet Müslümanlardan vergiler tahsil edebilir. Vergileri tahsil etmede aşağıdaki yönleri takip etmelidir:

  • a. Fakirler, miskinler, İbn-is Sebîl’ler (yolda kalanlar) ve cihat farzını yerine getirmek için Beyt-ul Mâl’a farz olan harcamaları karşılamak.
  • b. Memurların nafakaları, ordunun erzakları ve yöneticilerin tavitleri gibi, Beyt-ul Mâl’e farz olan, bedel vaziyetindeki harcamaları karşılamak.
  • c. Yollar yapmak, sular çıkarmak, mescidler, okullar ve hastaneler inşa etmek gibi, karşılıksız refiklik ve maslahat yönünden Beyt-ul Mâl’a farz olan harcamaları karşılamak.
  • d. Tebaanın başına gelen açlık, tufan veya deprem benzeri bir olay gibi, zaruret yönünden Beyt-ul Mâl’a farz olan harcamaları karşılamak.