Madde 130: Vergi malları, harac ve cizye gibi tasarrufu halifenin görüşüne ve içtihadına bağlı olan her mal, devlet mülkiyeti olur.
Bu maddenin delili şudur ki şeri deliller, devlet mülkiyetinin tarifinin Şâri'nin, halifeye kendi görüşüne ve içtihadına göre mallarda tasarrufta bulunma izni vermesi olduğunu göstermiştir. Zira Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], hem fey malını hem cizye malını hem de ülkelerden gelen harac malını kendi görüşüne ve içtihadına göre harcamıştır. Nitekim bu mallar hakkında gelen şeri nasslar, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'i bunları dilediği gibi harcamakta serbest bırakmıştır. Dolayısıyla bu, imamın/halifenin bu mallarda kendi görüşüne ve içtihadına göre tasarrufta bulunmaya hakkı olduğuna dair bir delildir. Çünkü Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in bunu yapması şeri bir delildir. Dolayısıyla bu mallarda kendi görüşüne ve içtihadına göre tasarrufta bulunması için imama/halifeye verilmiş bir izin olmaktadır. Dolayısıyla bu, devlet mülkiyetinin tanımıdır.
Bundan dolayı zekat malları, devlet mülkiyetinden değildir. Çünkü zekat mallarının harcanması halifenin görüşüne ve içtihadına bırakılmamıştır. Bilakis harcanacağı yerler belirlenmiş olup devlet, bu yerlere harcamakla görevlidir. Halife, kendi görüşüne ve içtihadına göre bunlara başka bir yer ekleyemez.
Binaenaleyh imama/halifeye belli bir malı kendi görüşüne ve içtihadına göre harcama hakkı veren şeri bir nass varit olduğunda bu mal, devlet mülkiyeti olur ve Şâri'nin bu nassı da imamın kendi görüşüne ve içtihadına göre Müslümanların maslahatına olan yerlere harcaması için ona verilen bir izin olur. Bundan dolayı fey, harac, cizye malları ve meşru vergiler gibi benzeri malların hepsi devlet mülkiyetidir ve bunların gelirleri devlet mülkiyetine girer. Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in fiilinden ve bu malların harcanmasını emretmek üzere gelen nassların genelliğinden istinbat edilen tarif de buna intibak etmektedir. İşte bu madde bu esasa binaen konulmuştur. İşte bunlar mülkiyet türlerinden her bir türün tanımıdır ve bunlar da her tarifin kendisinden istinbat edildiği delillerdir. Gerek mülkiyet için konulan tariflerin gerekse tariflerin istinbat edildiği nassların incelenmesi sonucunda görülür ki mülkiyet, bu üç türün dışına çıkmaz. Bunlar ise: Ferdî mülkiyet, kamu mülkiyeti ve devlet mülkiyetidir. Zekat malları ise belirli bir kimsenin mülkü değildir. Bilakis belirli yerlerin mülküdür. Dolayısıyla ferdî mülkiyetten sayılır. Çünkü Şâri, zekatı veren kimse ister bizzat zekatı veren kimse olsun isterse imam olsun bu yerlerin, zekatı veren kimseden mülk edinmelerine izin vermiştir. Bunun içindir ki zekat, dördüncü bir mülkiyet türü sayılmaz. Binaenaleyh mülkiyet türleri, bu üçüdür. Böylece mülkiyet türlerini açıklayan 127. maddenin şeri delili de tafsili olarak ortaya çıkmış olmaktadır.