Hilafet Devleti, Anayasa,

Madde 34: Halife nasbetme metodu biattir. Halifeye biat verilip halifenin nasbedilmesinin fiili icraatları ise şunlardır:

  • a. Mezâlim Mahkemesi hilafet mansıbının boşaldığını ilan eder.
  • b. Geçici emir, görevlerine başlar ve hemen adaylık kapısının açıldığını ilan eder.
  • c. Mezâlim Mahkemesinin kararıyla, inikad şartlarını tamamlayan adayların başvuruları kabul edilir ve diğer adayların başvuruları değerlendirmeye alınmaz.
  • d. Ümmet Meclisinin Müslüman üyeleri, Mezâlim Mahkemesinin başvurularını kabul ettiği adaylar arasında iki seçim yapar. İlk seçimde oy çoğunluğu ile adaylardan altısını seçerler. İkinci seçimde oy çoğunluğu ile altı adaydan ikisini seçerler.
  • e. İki adayın ismi ilan edilir ve Müslümanların, bu adaylardan birini seçmesi istenir.
  • f. Seçim sonucu ilan edilir ve seçmen oylarının çoğunluğunu alan, Müslümanlar tarafından öğrenilir.
  • g. Müslümanlar, Allah’ın kitabı ile Resulullah "Sallallahu Aleyhi ve Sellem"’in sünneti ile amel etmek üzere oyların çoğunluğunu alan kimseye Müslümanların halifesi olarak biat vermeye başlarlar. h. Biatin tamamlanmasının ardından Müslümanların halifesi olan kimse, nasbedildiği haberi tüm ümmete ulaşıncaya dek, ismi ve hilafetin kendisine inikad olması için gerekli yeterliliği sağlayan sıfatlara sahip olduğu da belirtilerek herkese ilan edilir.
  • i. Yeni halifenin nasbedilme icraatlarının bitmesiyle birlikte geçici emirin velâyeti (görevi) sona erer.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 35: Halifeyi nasbeden ümmettir. Fakat ümmet, biati şer-i yönde inikad olduğu sürece halifeyi azledemez. 

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 36: Halife aşağıdaki salahiyetlere sahiptir:

  • a. Ümmetin işlerini gözetmek için Allah’ın kitabından ve resulünün sünnetinden sahih içtihat ile istinbat edilmiş gerekli şer-i hükümleri benimser. Böylece bunlar, itaat edilmesi farz olan ve muhalefet edilmesi caiz olmayan kanunlar haline gelir.
  • b. Devletin hem iç hem de dış siyasetinden sorumludur. Ordunun liderliğini üstlenen odur. Savaş ilan etme, barış, ateşkes ve diğer anlaşmaları yapma hakkına sahiptir.
  • c. Yabancı elçileri kabul etmek ve reddetmek, Müslüman elçileri tayin etmek ve azletmek onun hakkıdır.
  • d. Muavinleri ve valileri tayin eden ve azleden odur. Bunların tamamı halifeye karşı mesul oldukları gibi Ümmet Meclisine karşı da mesuldürler.
  • e. Mezâlim Kâdısı’nın halife veya muavinler veya kâdılarla ilgili bir davaya bakması durumu dışında Kâdi’l Kudâ’yı [Baş Kâdı’yı] ve kâdıları (yargıçları) tayin eder ve azleder. Yine daire müdürlerini, ordu komutanlarını ve livaların emirlerini tayin eder ve azleder. Bunların tamamı halifeye karşı mesuldürler, ama Ümmet Meclisine karşı mesul değildirler.
  • f. Mucibince devlet bütçesini belirleyecek şer-i hükümleri benimseyen odur. Gerek gelirlere gerekse giderlere müteallik olsun, her cihetten gerekli bütçe fasıllarını ve meblağlarını belirleyen de odur.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 37: Halife, benimsemede şer-i hükümler ile mukayyettir. Şer-i delillerden sahih istinbat edilmeyen bir hükmü benimsemesi haramdır. Yine benimsediği hükümler ve hüküm istinbat metodu ile de mukayyettir. Dolayısıyla benimsediği istinbat metoduna aykırı istinbat edilmiş bir hükmü benimsemesi ve benimsediği hükümlere aykırı bir emir vermesi de caiz değildir. 

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 38: Halife, tebaanın işlerini kendi görüşü ve içtihadına göre yürütmede mutlak salahiyet sahibidir. Devlet işlerinin seyrinde ve tebaanın işlerini yürütmede ihtiyaç duyduğu tüm mubahları benimseyebilir. Herhangi bir şer-i hükme maslahat bahanesiyle muhalefet etmesi caiz değildir. Mesela, gıda maddelerinin azlığı bahanesiyle bir ailenin birden fazla çocuk edinmesine mani olamaz. Mesela, istismarı önleme bahanesiyle insanları fiyat tahdidine tâbi tutamaz. Mesela, maslahat yada işlerin gözetimi bahanesiyle bir kafiri yada kadını vali tayin edemez. Bunlardan başka şer-i hükümlere aykırı hiçbir şeyi yapamaz. Bir helali haram kılması ve bir haramı helal kılması caiz değildir.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 39: Halife için sınırlı bir müddet yoktur. Halife, şeriatı koruyup hükümlerini uyguladığı, devlet işlerini yürütmeye güç yetirebildiği müddetçe, halinde kendisini halife olma konumundan çıkaracak bir değişiklik olmadıkça halife olarak kalır. Halinde böyle bir değişiklik meydana gelirse derhal azledilmelidir. 

Hilafet Devleti, Anayasa,  Madde 40: Halifenin halini değiştirip hilafetten çıkmasına sebep olan hususlar üç tanedir:

  • a. Halifenin mürtet olması, açık bir fıskla fasık olması, delirmesi ve benzeri gibi hilafetin inikad şartlarından birinin bozulmasıdır. Çünkü bu şartlar, inikad ve devamlılık şartlarıdır.
  • b. Hangi sebepten olursa olsun, hilafet görevlerini yürütmekten aciz olmasıdır.
  • c. Kendi görüşüyle, şeriata göre Müslümanların işlerini yürütmekten aciz kılan bir tasallut altında kalmasıdır. Yalnızca kendi görüşüyle, şer-i hükümlere göre tebaanın işlerini yürütmekten aciz kılacak derecede bir tesire maruz kalırsa, devlet işlerini yürütmekten hükmen aciz sayılır. Bu nedenle halife olmaktan çıkar. Bu da şu iki halde düşünülür:
    1. Birinci Hal: Yakın çevresinden bir veya birkaç kişinin, kendisine musallat olarak işlerin yürütülmesine hükmeder hale gelmeleridir. Eğer bunların tasallutundan kurtulma ümidi varsa belirli bir süre uyarılır. Buna rağmen tasallutları kaldırılmamışsa görevden çıkarılır. Şayet kurtuluşu ümit edilmiyorsa derhal görevden çıkarılır.
    2. İkinci Hal: Ya bilfiil esir olmak ya da tasallutu altına girmek suretiyle galip bir düşman eline esir düşmektir. Bu halde bakılır: Eğer kurtulması ümit ediliyorsa, kurtuluşundan ümit kesilinceye kadar mühlet verilir ve ümit kesildikten sonra görevden çıkarılır. Eğer kurtulmasına ilişkin hiçbir ümit yoksa derhal görevden çıkarılır.

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 41: Halifenin halindeki değişikliğin, halifeyi hilafetten çıkarıp çıkarmadığına karar veren yalnızca Mezâlim Mahkemesidir. Yine, halifeyi azletme veya ihtar etme salahiyetine sahip olan da yalnızca Mezâlim Mahkemesidir.