Yazdır
Kategori: Halife

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 32: Hilafet mansıbı (makamı); halifenin ölmesi, istifa etmesi veya azledilmesi sebepleri ile boşalırsa, hilafet mansıbının boşalma tarihinden itibaren geceleri ile birlikte üç gün içerisinde yerine bir halife nasbetmek farzdır.

Madde 32: Hilafet mansıbı (makamı); halifenin ölmesi, istifa etmesi veya azledilmesi sebepleri ile boşalırsa, hilafet mansıbının boşalma tarihinden itibaren geceleri ile birlikte üç gün içerisinde yerine bir halife nasbetmek farzdır.

Önceki halifenin vefat ettiği veya azledildiği andan itibaren halifenin nasbedilmesi farzdır. Lakin bu nasbın, üzerinde meşgul olmakla beraber, geceleri ile birlikte üç gün müddetince ertelenmesi caizdir. Üç gece geçmesine rağmen halifeyi ikame etmemişlerse bakılır: Eğer Müslümanlar halifeyi ikame etmekle meşgul oldukları halde, savamadıkları bazı kâhir (zorunlu) hususlardan dolayı, üç gece boyunca onu ikame etmede başarılı olmaya güç yetirememişlerse, farzın ikamesi ile meşgul oldukları ve üzerlerindeki kâhir hususlardan dolayı bu ertelemeye zorlandıkları için üzerlerinden günah düşer. Nitekim İbn-u Hibban ve İbn-u Mâce, İbn-u Abbas’tan Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

«إِنَّ اللَّهَ وَضَعَ عَنْ أُمَّتِي الْخَطَأَ وَالنِّسْيَانَ وَمَا اسْـتُكْرِهُوا عَلَيْهِ»

“Muhakkak ki Allah, ümmetimden hatayı, unutmayı ve zorlandıklarını kaldırdı.”

Eğer bununla meşgul olmamışlarsa, azami müddet geceleri ile birlikte üç gündür.

Hilafet mansıbı (makamı) boşalır boşalmaz, doğrudan halifenin biati ile meşgul olmanın farziyetinin deliline gelince; sahâbe, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in vefatından sonra ve hatta Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in defninden önce, aynı gün Benî Sâ’ide sakîfesinde doğrudan bu işe giriştiler. Ebu Bekir’in biati aynı gün kendisine inikad biati verilmesi ile tamamlandı. Sonra ikinci günde insanlar, Ebu Bekir’e itaat biati ile biat vermek için mescitte toplandılar.

Halifeyi nasbetmeleri için Müslümanlara tanınan azami müddetin, geceleri ile birlikte üç gün olmasının deliline gelince; çünkü Ömer [RadiyAllahu Anh] aldığı hançer yarasından vefatının gerçekleşeceği anlaşılınca, Ehl-iş Şurâ’yı görevlendirdi ve onları üç gün ile sınırlandırdı. Sonra üç gün içerisinde bir halife üzerinde ittifak edilmemesi halinde, bu üç günden sonra muhalefet edenin öldürülmesini emretti. Onlar Ehl-iş Şurâ’dan ve sahâbenin büyüklerinden olduğu halde bu emrin infazı, yani muhalefet edenin öldürülmesi için de Müslümanlardan elli adam görevlendirdi. Bu olay, sahâbe gördüğü ve işittiği halde meydana geldi ve onlardan herhangi birinin buna karşı çıktığı veya bunu reddettiği bildirilmedi. Böylece Müslümanların, geceleri ile birlikte üç günden fazla halifesiz kalmalarının caiz olmadığına dair sahâbe icmâı hasıl oldu. İcmâ-us sahâbe ise kitap ve sünnet gibi şer-i delildir.

El-Buhari, el-Misver İbn-u Mahrame’den şöyle dediğini rivayet etti:

»طَرَقَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بَعْدَ هَجْعٍ مِنْ اللَّيْلِ، فَضَرَبَ الْبَابَ حَتَّى اسْـتَـيْقَظْتُ، فَقَالَ أَرَاكَ نَائِمًا، فَوَاللَّهِ مَا اكْتَحَلْتُ هَذِهِ اللَّيْلَةَ بِكَبِيرِ نَوْمٍ«

“Abdurrahman bir gece yarısı kapımı çaldı. Ben uyanıncaya kadar kapıya vurdu. Sonra şöyle dedi: “Görüyorum ki uyuyorsun! Vallahi şu gece gözüme büyük bir uyku girmedi.” İbn-i Kesîr, “el-Bidâye ve’n Nihâye” isimli kitabında şunu zikretti: “Ömer’in vefatından sonraki dördüncü günün sabahına ilerleyen gece, -Abdurrahman İbn-u Avf- bacısının oğlu el-Misver İbn-u Mahrame’nin evine geldi ve ona şöyle dedi:

فلما كانت الليلة التي يسفر صباحها عن اليوم الرابع من موت عمر، جاء - عبد الرحمن بن عوف - إلى منزل ابن أخته المسور بن مخرمة فقال: أنائم يا مسور؟ والله لَم أغتمض بكثير نوم منذ ثلاث ...

“Uyuyor musun, yâ Misver? Vallahi şu üç gündür gözüme bir damla uyku girmedi…” Yani üç gece demektir. İnsanlar sabah salâhını kıldıklarında Osman’ın biati tamamlandı.