Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 160: Devlet, bütün sanayi işlerini denetler ve kamu mülkiyeti kapsamına giren sanayiyi direkt işletir.

Bu madde şu iki şıktan ibarettir:

Birincisi: Bütün sanayi işlerinin denetlenmesi.

İkincisi: Sanayinin bir kısmının direkt işletilmesi.

 Birincisi: Bunun delili şudur ki Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] fertlerin, ayakkabı, kılıç, elbise ve benzeri fabrikalar gibi fabrikaları mülk edinmelerini ikrar etmiştir:

»أَنَّ النَّبِيَّ  صلى الله عليه وآله وسلم  اصْطَنَعَ خَاتَمًا«

"Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], bir yüzük yaptırdı." [el-Buhari, Abdullah İbn-u Ömer'den tahric etti],

»أَنَّهُ  صلى الله عليه وآله وسلم  اسْتَصْنَعَ المِنْبَرَ«

"Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir minber yaptırdı." [el-Buhari, Sehl İbn-u Sa'd es-Sâidî'den tahric etti] Bu da fabrikaları devlet değil fertlerin işleteceğine delalet etmektedir. Dolayısıyla fabrikalar, aynen ziraat gibidir. Ancak şeriat, devletin işleri gütmesini vacip kılmıştır. Bu da Aleyhi's Salatu ve's Selam'ın şu kavlinden dolayıdır:

»الإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ وَمَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ«

"İmam [Halife] bir çobandır ve güttüğünden mesuldür." [el-Buhari, Abdullah İbn-u Ömer kanalıyla rivayet etti] Dolayısıyla devlet, sanayiyi iyileştirmeye yardımcı olacak mubah üslupları tanzim etmek, ona pazarlar açmak, ham madde temin etmek ve benzeri şeyleri yapmak yoluyla sanayi işlerini genel olarak denetlemelidir.

İkincisi: Bunun delili, şu şeri kaidedir:

)يأخذ المصنع حكم المادة التي ينتجها(

"Fabrika ürettiği şeylerin hükmünü alır." Bu kaide ise Enes'ten rivayet edilen Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in şu hadisinden istinbat edilmiştir:

»لَعَنَ اللَّهُ الْخَمْرَ وَشَارِبَهَا وَسَاقِيَهَا وَبَائِعَهَا وَمُبْتَاعَهَا وَعَاصِرَهَا وَمُعْتَصِرَهَا وَحَامِلَهَا وَالْمَحْمُولَةَ إِلَيْهِ«

"Allah, içkiye, onu içene, onu sunana, onu satana, sattırana, sıkana, sıktırana, taşıyana, taşıttırana lanet etti."

[Ebu Davud, İbn-u Ömer kanalıyla tahric etti ve İbn-us Seken sahihledi] Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], içki sıkma sanatını haram kılmıştır. Çünkü bu, içki üretmektedir. Oysa sıkmak sanatı mubahtır. Böylece fabrika, ürettiği şeyin hükmünü almıştır. Bu ise geneldir. Binaenaleyh fabrika, ürettiği şeyin hükmünü alır. Dolayısıyla kamu mülkiyetine giren şeyleri üreten fabrikalar, kamu mülkiyeti olur. Çünkü fabrika, ürettiği şeyin hükmünü almıştır. Kamu mülkiyeti ise Müslümanların genelinin mülküdür ve başkalarının mülk edinme imkanını engelleyecek şekilde bir ferde veya fertlere tahsis edilmesi doğru olmaz. Bundan dolayı bu fabrikaları işletecek ve fertlerin mülk edinmesini engelleyecek olan halifedir. Çünkü fertlerin kamu mülkiyetini mülk edinmeleri, başkalarının onu mülk edinmesine mani olmaktadır. Bundan dolayı petrol, demir, altın ve benzerlerini çıkarma gibi kamu mülkiyetine dahil olan fabrikaları direkt işletecek olan bizzat devlettir. Ancak halife, gerek gelirleri gerek harcamaları gerekse diğer işleri olsun bunlar için özel bir maslahat oluşturur ve karlarını Beyt-ul Mâl'da özel bir bölüme kor. Çünkü bunlar, devlet mülkiyetinden değil bilakis kamu mülkiyetindendir.