Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 154: Fertlerin yanında ve şirketlerde çalışanlar, hakların ve yükümlülüklerin tümünde devlette çalışanlar gibidir. Ücretle çalışmakta olan herkes, -iş veya işçi türü değişse de- çalışandır. Ücretli ile işveren ücret miktarında anlaşmazlığa düşerlerse, ecr-i misle (piyasa ücretine) göre hüküm verilir. Bunların dışındaki hususlarda anlaşmazlığa düştüklerinde ise aralarında şeri hükümlere göre yapılan sözleşmeye binaen hüküm verilir.

Bu maddenin delili; icaranın delilidir. Çünkü memur, bir ücretlidir. Allahuteala, şöyle buyurdu:

((حَمْلَهُنَّ فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَآَتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ))

"Eğer sizin için (çocuk) emzirirlerse, onlara (emziren kadınlara) ücretlerini verin. [et-Talak 6] Yine Aleyhi's Salatu ve's Selam, Rabbinden rivayet ettiği hadis-i kutside şöyle buyurdu:

«قَالَ اللهُ: ثَلاثَةٌ أَنَا خَصْمُهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ»

"Allah, şöyle buyurdu: Üç kişi vardır ki kıyamet günü ben onların hasmıyım." Ta ki şöyle buyurdu:

«وَرَجُلٌ اسْتَأْجَرَ أَجِيرًا فَاسْتَوْفَى مِنْهُ وَلَمْ يُعْطِ أَجْرَهُ»

"Bir kimseyi ücret ile tutup da ondan faydalandığı halde ücretini vermeyen adam." [el-Buhari, Ebî Hurayra kanalıyla tahric etti] Eğer ücret belli değilse icara akdi gerçekleşmiş ve sahih olur. Miktarında anlaşmazlığa düşülürse ecr-i misle başvurulur. İcara akdi sırasında ücret belirtilmez veya ücretli ile işveren belirtilen ücrette anlaşmazlığa düşerlerse mihre kıyasen ecr-i misle başvurulur. Zira mihrin belirtilmemesi halinde veya belirtilen mihrde anlaşmazlığa düşülürse mihr-i misle başvurulur. Çünkü en-Nesaî ve -hasen sahih olduğunu söyleyen- Tirmizî, şu hadisi rivayet etmişlerdir:

»عَن ابْنِ مَسْـعُودٍ أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ رَجُلٍ تَزَوَّجَ امْرَأَةً وَلَمْ يَفْرِضْ لَهَا صَدَاقًا وَلَمْ يَدْخُلْ بِهَا حَتَّى مَاتَ، فَقَالَ ابْنُ مَسْعُودٍ: لَهَا مِثـْلُ صَدَاقِ نِسَائِهَا لا وَكْسَ وَلا شَطَطَ، وَعَلَيْهَا العِدَّةُ وَلَهَا المِيرَاثُ، فَقَامَ مَعْقِلُ بْنُ سِنَانٍ الأَشْجَعِيُّ فَقَالَ: قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وآله وسلم فِي بِرْوَعَ بِنْتِ وَاشِقٍ امْرَأَةٍ مِنَّا مِثْلَ الَّذِي قَضَـيْتَ، فَفَرِحَ بِهَا ابْنُ مَسْـعُودٍ«

"Bir kadınla evlenip ona mihr vermeyen ve onunla cimaa etmeden ölen bir adam hakkında sorulunca İbn-u Mesud dedi ki: Kadına ne bir fazla ne bir eksik onun benzeri olan kadınların mihr-i misli gerekir, iddetini beklemelidir ve miras hakkına sahiptir. Bunun üzerine Makıl İbn-u Sinan el-Eşcaî ayağa kalkarak dedi ki: Bizim kadınlarımızdan biri olan Berva Bint-i Vâşık hakkında Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] de senin hükmettiğin gibi hükmetti. Bunun üzerine İbn-u Mesud bundan dolayı sevindi.

 ]لها صداق نسائها[

"Ona benzeri olan kadınların mihri gerekir" kavlinin anlamı, benzeri olan kadınların mihri gibi mihr gerekir demektir. Dolayısıyla Şâri, kadının mihrini belirlemeyen kimseye mihr-i misli vacip kılmıştır. Belirtilen mihrde anlaşmazlığa düşülmesi halinde de böyledir. Madem ki mihr, nikah akdi üzerine terettüp eden gerekli bir bedeldir o halde ister alış-veriş gibi bir mal ister icara gibi bir menfaat veya emek isterse nikah akdinde olduğu gibi hediye olsun akit üzerine terettüp eden bedelin karşılığına bakılmaksızın her bedel buna kıyas edilir. Binaenaleyh akitte bedelin belirtilmemesi veya belirtilen bedel hakkında anlaşmazlığa düşülmesi halinde bedel hakkında bedelin misline hükmedilir. Bunun içindir ki akit sırasında belirtilmemesi ve belirtilende anlaşmazlığa düşüldüğünde icarada ecr-i misle ve alış-verişte bedelin misline hükmedilir. Buna göre ücretli ile işveren belirtilen ücrette anlaşmazlığa düştüklerinde ve akit sırasında ücret belirtilmediğinde ecr-i misle hükmedilir. Eğer akit sırasında ücret belirlenmişse bu durumda ücret, belirtilen ücret olur. Yok eğer belirtilmemiş veya belirtilen ücret üzerinde anlaşmazlığa düşülmüşse ücret, ecr-i misl olur.