Yazdır
Kategori: Dışişleri Siyaseti

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 191: Devletin, İslam esasından başkasına dayanan veya İslam hükümlerinden başka hükümleri tatbik etmeye dayanan örgütlere iştirak etmesi caiz değildir. Birleşmiş Milletler (UN), Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası gibi uluslararası örgütlerle Arap Birliği gibi bölgesel örgütlere katılması caiz değildir.

Uluslararası örgütlerin ve yerel örgütlerin üzerine dayandığı konuyu şeriat haram kılmaktadır. Zira Birleşmiş Milletler, bir küfür nizamı olan kapitalizm nizamı esasına dayanmasının yanı sıra büyük devletlerin özellikle de Amerika'nın İslam dünyasındaki mevcut devletler de dahil küçük devletlere hakimiyetini dayatmak amacıyla kullandığı elindeki bir araçtır. Uluslararası Adalet Divanı [ICJ], küfür nizamı ile hükmetmekte olup ona muhakeme olmak Allah'ın indirmediklerine muhakeme olmaktır. Uluslararası Para Fonu [IMF], faizli döviz kredileri vermeye ve şeran haram olan sarf esasına dayanmaktadır. Zira IMF dövizi, yerli para karşılığında peşin olarak vermemektedir. Bilakis döviz ihtiyacı olan devlete bu dövizi, kendi parasının cinsinden belirli oranda faiz alma karşılığında vadeli olarak vermektedir. Bu ise bir yönden haram olan bir sarftır. Çünkü bu, yasak olan bir sarftır. Çünkü sarf, ancak vadeli değil peşinen olur. Zira vadeli olursa hadiste geçtiği üzere bu haramdır. Aynı şekilde bunda faiz de vardır ki bu haramdır. Dünya Bankası, herhangi bir banka gibi faizle iştigal etmeye dayanmaktadır. Arap Birliği, kapitalizm nizamı esasına dayanmakta ve sözleşmesinde Arap devletlerinin bağımsızlıklarının korunacağı, yani İslam beldelerinin ayrılmışlığının ve parçalanmışlığının korunacağı belirtilmektedir ki bu haramdır. İslam Konferansı Örgütü ve benzerleri de Arap Birliği gibidir. İşte tüm bu sebeplerden ötürü İslam Devleti'nin bu örgütlere iştirak etmesi haramdır.

İşte bu, Anayasa Mukaddimesi veya Esbab-ı Mucibesi'dir. Anayasa Mukaddimesi'nde, anayasa maddelerinin içerdiği hükümlerin delillerini açıkladık ve izah edilmesi kaçınılmaz olanları izah ettik. Bunlardan bu anayasanın İslami bir anayasa olduğu, yani kitap, sünnet, icmâ-us sahabe ve kıyasın olduğu şeri delillerden istinbat edilmiş şeri hükümler olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunun içindir ki Müslümanların bununla amel etmesi farzdır.