Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 185: Devletlerin cürümlerini keşfetmeye cüret etmek, kaypak siyasetlerinin tehlikesini beyan etmek, habis entrikalarını ifşa etmek ve saptırıcı şahsiyetlerini imha etmek, siyasi üslupların en önemlilerindendir.

Bu madde üsluplardandır ve mubahlardandır. Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], Ahzab Günü ahitlerini bozduklarında Beni Kurayza'nın işlediği cürümü ifşa etmiştir. Keza Abdullah İbn-u Cahş'ın, iki kişiyi esir alması ve haram ayda bir diğerini öldürmesinden dolayı Kureyş, Muhammed ve ashabı haram ayı mubah kıldı, kan akıttı, malları aldı ve insanları esir aldı diyerek resul hakkında propaganda yapınca Allahuteala, Kureyş'in Müslümanları dinlerinde fitneye düşüren kaypak siyasetini eleştiren ayetler indirdi. Allahuteala, şöyle buyurdu:

}يَسْأَلُونَكَ عَنِ الشَّهْرِ الْحَرَامِ قِتَالٍ فِيهِ قُلْ قِتَالٌ فِيهِ كَبِيرٌ وَصَدٌّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَكُفْرٌ بِهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَإِخْرَاجُ أَهْلِهِ مِنْهُ أَكْبَرُ عِنْدَ اللَّهِ وَالْفِتْنَةُ أَكْبَرُ مِنَ الْقَتْلِ{

"Sana haram ayında savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkar etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mani olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır." [el-Bakara 217] Keza Beni Nadîr Yahudileri, bir duvarın kenarında otururken üzerine bir kaya düşürmek üzere Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e karşı komplo kurunca onların bu komplolarını ifşa etmiş ve bunun bir cezası olarak onları sürgün etmiştir. İbn-u İshak, şöyle demiştir:


«خَرَجَ رَسُولُ اللّهِصلى الله عليه وآله وسلمإلَى بَنِي النّضِيرِ يَسْتَعِينُهُمْ فِي دِيَةِ ذَيْنِك الْقَتِيلَيْنِ مِنْ بَنِي عَامِرٍ اللّذَيْنِ قَتَلَ عَمْرُو بْنُ أُمَيّةَ الضّمْرِيّ، لِلْجِوَارِ الّذِي كَانَ رَسُولُ اللّهِصلى الله عليه وآله وسلمعَقَدَ لَهُمَا، كَمَا حَدّثَنِي يَزِيدُ بْنُ رُومَانَ، وَكَانَ بَيْنَ بَنِي النّضِير وَبَيْنَ بَنِي عَامِر ٍ عَقْدٌ وَحِلْفٌ. فَلَمّا أَتَاهُمْ رَسُولُ اللّهِصلى الله عليه وآله وسلميَسْتَعِينُهُمْ فِي دِيَةِ ذَيْنِك الْقَتِيلَيْنِ قَالُوا: نَعَمْ يَا أَبَا الْقَاسِمِ، نُعِينُك عَلَى مَا أَحْبَبْت مِمّا اسْتَعَنْت بِنَا عَلَيْهِ ثُمّ خَلا بَعْضُهُمْ بِبَعْضِ فَقَالُوا: إنّكُمْ لَنْ تَجِدُوا الرّجُلَ عَلَى مِثْلِ حَالِهِ هَذِهِ -وَرَسُولُ اللّهِصلى الله عليه وآله وسلمإلَى جَنْبِ جِدَارٍ مِنْ بُيُوتِهِمْ قَاعِدٌ- فَمَنْ رَجُلٌ يَعْلُو عَلَى هَذَا الْبَيْتِ فَيُلْقِي عَلَيْهِ صَخْرَةً فَيُرِيحُنَا مِنْهُ؟ فَانْتَدَبَ لِذَلِكَ عَمْرُو بْنُ جَحّاشِ بْنُ كَعْبٍ، فَقَالَ: أَنَا لِذَلِكَ، فَصَعِدَ لِيُلْقِيَ عَلَيْهِ صَخْرَةً كَمَا قَالَ... فَأَتَى رَسُولَ اللّهِصلى الله عليه وآله وسلمالْخَبَرُ مِنْ السّمَاءِ بِمَا أَرَادَ الْقَوْمُ فَقَامَ وَخَرَجَ رَاجِعًا إلَى الْمَدِينَةِ... وَأَمَرَ رَسُولُ اللّهِصلى الله عليه وآله وسلمبِالتّهَيُّؤِ لِحَرْبِهِمْ وَالسّيْرِ إلَيْهِمْ... ثم أجلاهمصلى الله عليه وآله وسلم»

"Yezid İbn-u Rûmân'ın bana tahdis ettiğine göre Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], kendileriyle olan komşuluk akdinden dolayı Beni Âmir'den Amr İbn-u Ümeyye ed-Damrî'yi öldüren iki katilin diyetinin (tespitinde) yardımcı olmak amacıyla Beni Nadîr'e doğru yola koyuldu. Beni Nadîr ile Beni Âmir arasında akit ve anlaşma vardı. Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], iki katilin diyetinin (tespitinde) yardımcı olmak üzere onlara geldiğinde şöyle dediler: "Evet, ey Ebâ el-Kasım! Bu hususta bize yardım ettiğinden dolayı bizde sevdiğin bir hususta sana yardım edeceğiz." Sonra baş başa kalınca dediler ki: "Bu adamı asla bu haldeki gibi bulamazsınız." -Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] ise bu sırada onların evlerinden birinin duvarının dibinde oturuyordu-. O halde bu evin üzerine kim çıkıp bu kayayı onun üzerine atarak bizi ondan kurtaracaktır?" Buna Amr İbn-u Cahhâş İbn-u Ka'b aday oldu ve şöyle dedi: "Bunu ben yaparım." Böylece dediği gibi kayayı resulün üzerine atmak üzere evin üzerine çıktı…" Derken Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e bu kavmin maksadına dair semadan haber geldi ve ayağa kalkarak Medine'ye dönmek üzere yola çıktı… Bunun üzerine Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], onlarla savaşmak ve onlara doğru harekete geçmek için hazırlık yapılmasını emretti… Ardından da onları sürgün etti." Yine Kuran, Ebî Leheb'e ismiyle hücum etmiştir. Allahuteala, şöyle buyurdu:

}تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ{

"Ebî Leheb’in iki eli kurusun, kurudu da!" [el-Mesed 1] Diğerlerine de sıfatları ile hücum etmiştir… İşte tüm bunlar, saptırıcı şahsiyetleri imha etmek sayılır. İşte bunlar, bu maddenin delilleridir.