Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 184: Dış siyasette siyasi manevralar zaruridir. Siyasi manevralardaki kuvvet ise amellerin ilanında ve hedeflerin gizlenmesinde saklıdır.

Bu madde, imamın [halifenin] görüşüne ve içtihadına bırakılmış mubahlardandır. Siyasi manevralar ise devletin, amelin yapılması ile ortaya çıkan gayelerin dışındaki gayeler maksadıyla yaptığı amellerdir ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bu tür manevraları yapıyordu. Hicretin birinci senesinin sonlarında ve ikinci senesinin başlarında gönderdiği seriyeler bunlardan biridir. Zira resulün bu seriyelerden maksadı, görünürde Kureyş ile savaşmak olsa da aslında o, bunlarla Kureyş'i korkutmak ve kendisi ile Kureyş arasında dönen husumette diğer Arap kabilelerini tarafsız bırakmaktı. Bunun delili şudur ki bu seriyelerin sayısı altmış veya iki yüz veya üç yüz gibi az olup bu sayılar Kureyş ile savaşmak için yeterli değildi. Zaten bunların hiç biri de Kureyş ile savaşmadı ve bunların sonucunda Beni Damra ile ittifak kurulması ve Beni Müdlic ile sözleşilmesi gibi sadece bazı Arap kabileleri ile bir takım anlaşmalar yapıldı. Bu manevralardan biri de resulün, hicretin altıncı senesinde kendisi ile Kabe'yi otoritesi altında bulunduran Kureyş arasında savaş hali olmasına rağmen Hac yapmak maksadıyla Mekke'ye gideceğini ilan etmesi ve gitmesidir. Zira bu yolculuktan maksadı, Hayber'i vurmak için Kureyş ile bir barış anlaşmasına varmaktı. Zira resul, Hayber ile Kureyş'in Medine'ye saldırmak için ittifak müzakerelerinde bulundukları haberini almıştı. Bunun bir manevra olduğunun delili şudur ki resulün, barış anlaşması yapmayı başarınca hac yapmadan geri dönmeyi kabul etmesi ve dönmesinden iki hafta sonra Hayber'e saldırarak onun işini bitirmesidir. İşte bunların hepsi birer siyasi manevradır. Bu manevralardaki kuvvet ise manevra olarak yapılan bu amellerin ilan edilmesi ve görünür olmasına rağmen bunların gayelerinin gizli olmasıdır. Dolayısıyla manevralardaki kuvvet, amellerin ilan edilmesinde ve hedeflerin gizlenmesinde yatmaktadır.