Madde 100: Tüm maslahatlar, daireler ve idareler bünyesindeki müdürler, ancak idarî nizamların gerektirdiği sebeplerden dolayı azledilirler. İşlerinden başka bir işe nakledilebilirler veya işten el çektirilebilirler. Bunların tayini, nakli, el çektirilmesi, cezalandırılması ve azli; maslahatlarının, dairelerinin veya idarelerinin yüksek idare mesulleri tarafından yapılır.

     Bu, ücretli hükümlerinden alınmıştır. Zira ücretli, bir süreliğine ücretle tutulduğunda bu süre içerisinde ücretle tutulduğu işten azledilmesi doğru değildir. Ancak işten alıkonulması mümkündür ki buna askıya almak denilir. Fakat bu durumda ücret almayı hak eder. Çünkü icâra, bağlayıcı akitlerdendir caiz olan akitlerden değildir. Dolayısıyla icâra akdi gerçekleştiğinde akit, tarafları bağlayıcıdır. İdarî düzenlemelerin bağlayıcılığına gelince; bu icâranın şartları mesabesindedir ve bunlara bağlı kalmak gerekir. Nitekim Aleyhi’s Salâtu ve’s Selam şöyle buyurmuştur:

»الْمُسْلِمُونَعَلى شرُوطِهِم«

 “Müslümanlar, şartlarına bağlıdırlar.”[Ebu Davud, Ebî Hurayra kanalıyla tahric etti] el-Hakim ve ed-Darukutni’in Aişe [RadiyAllahu Anha]’den yaptıklarırivayette şöyle geçmişti:

»الْمُسْلِمُونَعِنْدَ شرُوطِه«

“Müslümanlar, şartlarının yanındadırlar.”Ücretli bir kimsenin bir işten başka bir işe nakledilmesi ise icâra akdine bağlıdır. Mesela bir hendek kazmak için tutulan ücretli bir kimse bir ev inşa etme işine nakledilemez. Hükümet daireleri de böyledir. Zira genel bir tayin ile bir işe atandığında bu işte bir yerden başka bir yere nakledilmesi caizdir. Genel bir tayin ile atandığında nakledilmesi mutlak olarak caizdir. Yani naklinde tayin akdine göre hareket edilir.