Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 27: Hilafet akdi bir kimseye, biatın kendileriyle inikad olduğu kişiler tarafından bir biat ile yapılırsa geri kalanların biati, itaat biati olur, inikad biati olmaz. Bünyesinde isyan etme ve Müslümanların birliğini parçalama kudreti görülen kimseler, itaat biati vermeye zorlanır.

Madde 27: Hilafet akdi bir kimseye, biatın kendileriyle inikad olduğu kişiler tarafından bir biat ile yapılırsa geri kalanların biati, itaat biati olur, inikad biati olmaz. Bünyesinde isyan etme ve Müslümanların birliğini parçalama kudreti görülen kimseler, itaat biati vermeye zorlanır.

Bu maddenin delili; dört halifenin biatinde hasıl olandır. Çünkü bu, sahâbenin bir icmâsıdır. Zira Ebî Bekir’in biatinde sadece Medine’deki Ehl-il Hal ve’l Akd ile yetinilmiştir. Ömer’in biatinde durum aynı şekildedir. Osman’ın biatinde Medine’deki Müslümanların görüşlerinin alınması ve biatleriyle yetinilmiştir. Ali’nin biatinde ise Medine ve Kûfe halkının ekseriyetiyle yetinilmiştir. Bu da hilafet inikadının gerçekleşmesi için Müslümanların tamamının biatinin zaruri olmadığına bilakis onların temsilcilerinin ekseriyetinin biatinin yeterli olduğuna delalet eder. Geriye kalanlar ise biat ettiklerinde sadece itaat üzerine biat ederler. Müslümanların temsilcilerinin ekseriyetinin biatinden sonra bünyesinde biat etmeye isyan etme kudretinin görüldüğü kimselerin biat etmeye zorlanmalarına gelince; efendimiz Ali’nin Muaviye’nin biat etmesi ve insanların dahil olduğu hususa dahil olması için ısrar etmesi ve Talha ile Zubeyr’i kendisine biat etmeye zorlamasıdır. Sahâbelerden bazısının ona Muaviye’yi Şam valiliğinden azletmemesi nasihatinde bulunmakla birlikte sahâbeden hiç biri bu hususta ona karşı çıkmamıştır. Rıza ve seçime dayalı bir akit olduğu halde biate zorlamak gibi karşı çıkılan benzeri bir ameli yaptığında sahâbenin onlardan birinin ameline sükut etmesi sükutî icmâ sayılır ve şer-i bir delil olur.