Yazdır
Kategori: Cihâd Emîri – Harbiye Dâiresi

Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 67: Orduda en yüksek seviyede askerî talim yapılmalıdır. Askerin fikrî seviyesi mümkün olduğunca yükseltilmeli, ordudaki her fert, icmâlî de olsa İslam hakkında uyanıklık kazanmasını sağlayan İslami kültür ile kültürlendirilmelidir.

Bu madde Aleyhi’s Salâtu ve’s Selam’ın şu kavlinin umumiliği kapsamına girer:

«طَلَبُ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ»

“İlmi (bilimi) talep etmek her Müslümana farzdır.” [İbn-u Mâce, Enes İbnu Malik kanalıyla rivayet etti] ez-Zerkaşî, et-Tezekkere adlı eserinde şöyle dedi: “el-Hafız Cemaleddin el-Mezî, bu hadisin hasen derecesine ulaşan birçok kanalla rivayet edildiğini söyledi. es-Sahâvî ise bu hadisin İbn-u Şahin’e göre ravileri sika olan bir isnad ile şahidi olduğunu söyledi. İlim (bilim) kelimesi ise cins isim olup askerî ilim de dahil her ilmi kapsar ki artık askeri ilimler her ordu için gerekli bir hale gelmiş olup bunları öğrenmedikçe bir ordunun savaş yapması veya muarakeye girmesi imkansızdır. Bunun içindir ki askerî ilimleri öğrenmek

(ما لا يتم الواجب إلا به فهو واجب)

“Kendisi olmadıkça vacibin tamamlanmayacağı husus da vaciptir” kaidesine binaen vaciptir. İslami kültüre gelince; ordunun görevlerini yapması için kendisine gerekli olan İslami kültürü öğrenmesi farz-ı ayndır. Bunların dışındakiler ise Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in şu kavlinden dolayı farz-ı kifayedir:

«مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِي الدِّينِ»

“Allah, her kimin hakkında hayır dilerse onu dinde fakih kılar.” [Muaviye kanalıyla muttefekun aleyh ve et-Tirmizi İbn-u Abbas kanalıyla rivayet etti] Her ne kadar İslami kültür ordu için bir güçlendirici olsa da her Müslüman için gerekli olduğu gibi daveti yaymak için beldeleri fethedecek olan ordu için gereklidir. Fikrî seviyenin yükseltilmesine gelince; uyanıklık kabilinden olup dini ve hayatın işlerini kavramak için gereklidir. Belki Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in, şu kavlinde uyanık olmaya teşvik eden bir işaret var:

«فَرُبَّ مُبَلَّغٍ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ»

“Nice tebliğ edenler vardır ki işiten kimseden daha uyanıktır.” [Ebî Bekre’nin hadisinden muttefekun aleyh ve lafız el-Buhari’ye ait] Aynı şekilde Allah’ın Kuran’daki şu kavillerinde fikrin/tefekkürün derecesine dair bir işaret vardır:

{لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ}

“Düşünüp fikreden bir topluluk için…” (Yunus 24)

{لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا}

“Zira onların kendileriyle akledecekleri kalpleri olurdu.” [el-Hacc 46]