Hilafet Devleti, Anayasa, Madde 85: Muhtesib, herhangi bir yerde öğrendiği suç hakkında, kadâ meclisi gerekmeksizin derhal hüküm verme salahiyetine sahiptir. Emirlerini infaz etmek üzere emrine belirli bir miktar polis verilir ve hükmü hemen yerine getirilir.

Bu madde, muhtesibin davaya bakması için kadâ meclisine gerek olmadığını bilakis aykırılık hakkında hadisenin mücerret tahkiki ile hükmedebileceğini göstermektedir. Zira muhtesib, sokak, ev, hayvanın sırtı, araba, gece veya gündüz gibi herhangi bir yer veya zamanda hüküm verebilir. Çünkü bir meseleye bakılması için kadâ meclisinin şart koşulduğu sabit olan delil, muhtesib üzerine intibak etmez. Zira Ebu Davud ve Ahmed’in Abdullah İbn-u Zubeyr’den rivayet ettikleri ve kadâ hakkında meclisin şart koşulduğu sabit olan hadis şöyle buyurmaktadır:

«أَنَّ الْخَصْمَـيْنِ يَقْعُدَانِ بَيْنَ يَدَيِ الْحَكَمِ»

“Tarafların hakimin önünde oturmalarına hükmetti.” Yine Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

«إِذَا جَلَسَ إِلَيْكَ الْخَصْمَانِ»

“Taraflar senin önünde oturdukları zaman…” [Ahmed, Ali RadiyAllahu Anh kanalıyla rivayet etti] Bu ise hisbe kâdısında mevcut olandan başkadır. Çünkü hisbede davacı ve davalı yoktur. Bilakis çiğnenen bir kamu hakkı veya şeriata bir muhalefet mevcuttur. Ayrıca Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] yiyecek yığını meselesine baktığında, pazarda yürürken, satışa arz edilmiş bir halde iken baktı ve o sırada yiyecek sahibini de özel bir meclise çağırtmadı. Bilakis aykırılığı görür görmez ona olduğu yerde baktı ki bu da hisbe meselelerinde kadâ meclisinin şart koşulmadığına delalet etmektedir.