Yazdır
Kategori: Ümmet Meclisi

anayasa

Madde 110: Şurânın bağlayıcı olduğu meselelerde halife istişare ettiğinde, doğruluğuna veya yanlışlığına bakılmaksızın çoğunluğun görüşü alınır. Fakat bunlar dışında kalıp istişarenin bağlayıcı olmadığı konularda çoğunluğa veya azınlığa bakılmaksızın doğruluk aranır.

Bu maddenin delili; Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in fiilidir. Zira Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], hem Uhud muarekesinde çoğunluğun görüşünü almış hem Bedir muarekesinde kendi görüşünü terk ederek çoğunluğun görüşünü almak üzere istişare etmeksizin Habbab İbn-u Munzir’in görüşünü almış hem Hudeybiye gazvesinde tek başına kendi görüşüne bağlanarak Ebî Bekir ile Ömer’in görüşlerini hatta Müslümanların tamamının görüşünü bir tarafa bırakmış ve kızgınlıklarına rağmen onları kendi görüşünü almaya zorlamıştır. İşte bu üç olay, Ahmed’in rivayet ettiği Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Ebî Bekir ve Ömer’e yönelik şu kavli:

»لَوِ اجْـتَمَعْـتُمَا فِي مَشُورَةٍ مَا خَالَفْـتُكُمَا«

Siz ikiniz bir meşverette birleşirseniz, ben size muhalefet etmem!”, Allahuteala’nın şu kavline:

)وَشَاوِرْهُمْ فِي الْأَمْرِ(

“İş hususunda onlar ile müşavere et!” [Âl-i İmân 159] Ve şu kavline:

)وَأَمْرُهُمْ شُورَى بَيْنَهُمْ(

“Onların işleri, aralarında şurâ iledir.” [eşŞurâ 38]

Bu üç olay karine kılındığında bu iki ayetin ve hadisin manası ortaya çıkmış olur. İstişare, yani çoğunluğun görüşü sonucunda halifenin hakkında istişare yaptığı hangi amellerin bağlayıcı olduğu ve çoğunluğun görüşü sonucunda halifenin hakkında istişare yaptığı hangi amellerin bağlayıcı olmadığı ortaya çıkmış olur. Dolayısıyla hakkında şer-i hükmün zahir olduğu ve yapılması halifenin salahiyetlerinden olduğu Hudeybiye hadisesi gibi olan amaller hakkında yapılan istişare bağlayıcı değildir. İncelemeyi ve düşünmeyi veya fennî bir iş hakkında görüş bildirmeyi gerektiren Bedir hadisesi gibi olaylarda çoğunluğun veya tek bir kişinin görüşüne bakılmaksızın doğru olan araştırılır. Ameller hakkında görüş bildirmek olan Uhud hadisesi gibi olaylar hakkında çoğunluğun görüşü alınır. İşte Ahmed’in rivayet ettiği Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Ebî Bekir ile Ömer’e yönelik,

»لَوِ اجْـتَمَعْـتُمَا فِي مَشُورَةٍ مَا خَالَفْـتُكُمَا«

Siz ikiniz bir meşverette birleşirseniz, ben size muhalefet etmem!” kavlinin kapsamına giren budur.

 

 

 

المادة 110:   المسائل التي تكون فيها الشورى ملزمةً عند استشارة الخليفة يؤخذ فيها برأي الأكثرية بغض النظر عن كونه صواباً أو خطأ. أما ما عداها مما يدخل تحت الشورى غير الملـزمـة فيتحرى فيها عن الصواب بغض النظر عن الأكثرية أو الأقلية.

المادة 110:   المسائل التي تكون فيها الشورى ملزمةً عند استشارة الخليفة يؤخذ فيها برأي الأكثرية بغض النظر عن كونه صواباً أو خطأ. أما ما عداها مما يدخل تحت الشورى غير الملـزمـة فيتحرى فيها عن الصواب بغض النظر عن الأكثرية أو الأقلية.

ودليلها فعل الرسول صلى الله عليه وآله وسلم فإن الرسول صلى الله عليه وآله وسلم في معركة أحد نزل عند رأي الأكثرية، وفي معركة بدر نزل عند رأي الحباب بن المنذر، وترك ما كان قد رآه، ولم يرجع ليأخذ رأي الأكثرية، وفي غزوة الحديبية تمسك برأيه وحده منفرداً، وضرب برأي أبي بكر وعمر عرض الحائط، بل ضرب برأي جميع المسلمين، وألزمهم جبراً النزول عند رأيه رغم سخطهم.

 

 

فهذه الأعمال الثلاثة إذا قرنت بقوله صلى الله عليه وآله وسلم لأبي بكر وعمر: «لَوِ اجْـتَمَعْـتُمَا فِي مَشُورَةٍ مَا خَالَفْـتُكُمَا» رواه أحمد، وبقوله تعالى: ((وَشَاوِرْهُمْ فِي الْأَمْرِ)) [آل عمران 159]، ((وَأَمْرُهُمْ شُورَى بَيْنَهُمْ))[الشورى 38]، فإنها تفسر معنى الآيتين والحديث، وتبين أيَّ الأعمال التي إذا استشار الخليفة فيها يكون مُلْزَماً بنتيجة الاستشارة أي برأي الأكثرية، وأيَّ الأعمال التي إذا استشار الخليفة فيها لا يكون مُلْزَماً برأي الأكثرية: